Önlem nafakası, ayrı yaşama hakkının doğduğu evliliklerde taraflardan birinin ekonomik güvenliğini sağlamak amacıyla talep edilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Makalemizde önlem nafakasına ilişkin şartlar, ispat koşulları, görevli ve yetkili mahkeme gibi unsurlar incelenmiş ve detaylı bilgilere yer verilmiştir.
Önlem Nafakası Nedir? Boşanma Olmadan Nafaka Alınabilir mi?
Evlilik birliği, taraflara birlikte yaşama ve bu birliği saygı, güven ve huzur içinde sürdürme yükümlülüğü getirir. Ancak bazı durumlarda ortak yaşamın devamı, eşlerden biri için ciddi tehlikeler barındırabilir. Kimi zaman bu tehlikeler, bireyin kişiliğini zedeler, ekonomik güvenliğini tehdit eder veya aile ortamındaki huzuru ortadan kaldırır. Bu gibi durumlarda, zarar görme riski taşıyan eşin ayrı yaşama hakkı gündeme gelir.
Ayrı Yaşayan Eş Nafaka Talep Edebilir mi?
Eğer eşlerden biri haklı bir sebebe dayanarak ayrı yaşamayı tercih ediyorsa, bu durumda diğer eşten nafaka talebinde bulunma hakkı vardır. İşte bu durumda talep edilen nafaka türü, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca düzenlenen önlem nafakasıdır. Diğer bir ifade ile evlilik devam ederken, yani henüz boşanma davası açılmamışken, eşlerden biri diğerinden geçimini sağlayabilmek adına nafaka isteyebilir. Bu durumda açılan dava türü, önlem nafakası davasıdır. Böylece boşanmak istemeyen ancak haklı gerekçelerle eşiyle aynı evde yaşamayan birey, ekonomik anlamda korunmuş olur.
Önlem Nafakası ile Tedbir Nafakası Arasındaki Fark Nedir?
Hukuki açıdan sıkça karıştırılan iki nafaka türü olan önlem nafakası ve tedbir nafakası, benzer amaçlara hizmet etse de farklı hukuki zeminlerde değerlendirilir.
1. Tedbir Nafakası (TMK m.169)
Tedbir nafakası, ancak boşanma ya da ayrılık davası açıldıktan sonra talep edilebilen geçici bir nafakadır. Bu nafaka türü, davanın devamı süresince eşlerden birinin barınma ve geçim ihtiyaçlarını, varsa çocukların bakım ve korunmasını sağlamak amacıyla öngörülür. Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi çerçevesinde düzenlenmiş olan tedbir nafakası, davanın açılmasıyla birlikte talep edilebilir ve dava sona erene kadar geçerliliğini korur.
2. Önlem Nafakası (TMK m.197)
Buna karşın, önlem nafakası, evlilik devam ederken ve henüz boşanma davası açılmamışken istenebilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Bu düzenleme, ayrı yaşama hakkını kullanan eşin, dava açmaksızın ekonomik destek talep edebilmesini mümkün kılar. Dolayısıyla eşlerden biri boşanmak istemese dahi, eşinden ayrı yaşarken maddi desteğe ihtiyaç duyduğunda, mahkemeye başvurarak nafaka alabilir.
Boşanma Davası Olmadan Nafaka Alınabilir mi?
Bu sorunun cevabı “evet”tir. Boşanma ya da ayrılık davası açmadan da önlem nafakası davası açmak mümkündür. Bu dava ile ayrı yaşama hakkını kullanan eş, diğer eşten geçimini sağlayacak düzeyde bir nafaka ödenmesini talep eder. Uygulamada bu tür nafaka talepleri, şiddet, aldatma, psikolojik baskı, terk edilme gibi sebeplerle evden ayrılmak zorunda kalan ancak boşanmayı tercih etmeyen eşler tarafından sıkça gündeme getirilir.
Önlem Nafakası ve Tedbir Nafakası Arasındaki Farklar
Kriter | Önlem Nafakası | Tedbir Nafakası |
---|---|---|
Hukuki Dayanak | TMK m.197 | TMK m.169 |
Boşanma Davası Şartı | Gerekli değil | Zorunlu |
Talep Eden Kişi | Ayrı yaşayan eş | Boşanma/ayrılık davasındaki eş |
Süre | Süresiz (evlilik sürdükçe) | Dava süresince geçici |
Amaç | Ayrı yaşama nedeniyle geçim desteği sağlamak | Dava sürecinde eş ve çocukları korumak |
Mahkeme | Aile Mahkemesi | Aile Mahkemesi |
Önlem Nafakası, Tedbir Nafakasının Özel Bir Türü Müdür?
Hukuken iki nafaka türü farklı maddelerde düzenlenmiş olsa da uygulamada bu iki kavram kimi zaman iç içe kullanılabilmektedir. Ancak ayırt edici olan temel unsur, boşanma davasının varlığıdır. Eğer boşanma davası açılmışsa ve dava sürecinde nafaka isteniyorsa, bu durumda talep edilen tedbir nafakasıdır. Buna karşılık, eşler boşanmayı düşünmeden yalnızca geçici veya uzun süreli ayrı yaşamayı tercih etmişlerse ve bu esnada nafaka talep ediliyorsa, bu durumda karşımıza çıkan nafaka türü önlem nafakasıdır.
Önlem Nafakası Şartları Nelerdir?
Önlem nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesinde özel olarak düzenlenmiş olan bir nafaka türüdür. Evliliğin hukuken devam ettiği, ancak ortak yaşamın fiilen sürdürülemediği durumlarda devreye giren bu kurum, özellikle ayrı yaşamak zorunda kalan eşin ekonomik güvenliğini sağlamak için önem arz eder. Ancak her durumda nafaka talep edilemez. Bu tür nafakanın hükmedilebilmesi için bazı yasal şartların sağlanması gerekir.
1. Evlilik Birliğinin Resmen Devam Ediyor Olması
Önlem nafakası talebinde bulunabilmek için öncelikle taraflar arasında yasal bir evliliğin varlığı gereklidir. Yani evli olmayan, yalnızca birlikte yaşayan veya nişanlı olan kişilerin bu tür bir nafaka talep etme hakkı bulunmamaktadır.
Nafaka talebinin yasal dayanağını oluşturan Türk Medeni Kanunu m.197, yalnızca resmi nikahla evlenmiş olan eşler arasında uygulanabilir. Bu nedenle önlem nafakası ancak evlilik bağı devam ederken, boşanma davası açılmadan önce veya hiç açılmadan talep edilebilir.
2. Taraflar Arasında Fiili Ayrılık (Ayrı Yaşama Durumu) Bulunmalıdır
Önlem nafakasının ikinci temel koşulu, eşler arasında fiili bir ayrı yaşama halinin ortaya çıkmış olmasıdır. Bu ayrılık, genellikle taraflardan birinin ortak yaşamı sürdüremeyecek derecede baskı, tehdit, şiddet, ekonomik zorluk ya da aile huzuruna zarar veren diğer etkenlerle karşı karşıya kalması durumunda ortaya çıkar.
Ayrı yaşama, eşlerden birinin diğerine karşı görevlerini ihmal etmesi, aile huzurunu bozacak davranışlarda bulunması ya da ortak hayatı çekilmez hale getirmesi nedeniyle de gündeme gelebilir. Bu durumda mağdur olan eşin evden ayrılması ve ayrı yaşamaya başlaması, nafaka isteme hakkını doğurur.
3. Ayrı Yaşamaya Haklı Sebeple Başvurulmuş Olması
Önlem nafakası talep edebilmek için sadece fiilen ayrı yaşamak yeterli değildir. Bu ayrılığın haklı bir gerekçeye dayanıyor olması gerekir. Eşin keyfi olarak ortak hayatı terk etmesi veya evden sebepsiz yere ayrılması, bu nafaka türüne hak kazandırmaz. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, nafaka borçlusu olacak eşin kusurlu olması şart değildir.
Yani nafaka isteyen eş, ayrılığı haklı bir gerekçeyle yapmışsa, karşı taraf tamamen kusursuz olsa bile mahkemeden nafaka talep edebilir. Örneğin, evlilik birliği devam ederken eşlerden biri kendi iradesi dışında gelişen bir hastalık, psikolojik baskı ya da ekonomik şiddet nedeniyle evden ayrılmışsa, bu durumda da önlem nafakası talebinde bulunabilir.
4. Mahkemeye Başvurarak Dava Açılması
Kanuni düzenleme uyarınca, mahkemelerin nafakaya re’sen (kendiliğinden) hükmetmesi mümkün değildir. Nafakaya hükmedilebilmesi için mutlaka nafaka talebini içeren bir dava açılması gerekir. Bu nedenle ayrı yaşamaya haklı gerekçesi olan eş, yetkili Aile Mahkemesi’ne başvurarak dava açmalı ve önlem nafakası talebini açıkça belirtmelidir.
Önlem Nafakası Davası: Kimler Açabilir, Şartları Nelerdir ve Nasıl Belirlenir?
1. Önlem Nafakası Davasının Dayandığı Hukuki Gerekçe
Önlem nafakası, evlilik birliği içinde ortak hayatın, taraflardan biri için maddi ya da manevi açıdan ciddi riskler taşıması durumunda gündeme gelen ve Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi kapsamında düzenlenen bir hukuki koruma aracıdır. Bu nafakanın talep edilebilmesi için, ortak yaşamın devamı halinde eşin ekonomik güvenliğinin, kişilik haklarının veya aile huzurunun önemli ölçüde zarar görecek olması gerekir.
Örneğin, eşlerden birinin evliliğin sürdürülmesi sırasında maruz kaldığı fiziksel şiddet, psikolojik baskı, ekonomik engellemeler (örneğin çalışmasına izin verilmemesi), tehdit, hakaret veya sadakatsizlik gibi davranışlar, mağdur eşin ayrı yaşamaya başlaması ve önlem nafakası talep etmesi için hukuken yeterli sebepler olarak kabul edilebilir.
Bu koşullar gerçekleştiğinde, mağdur eş boşanma davası açmaksızın, sadece önlem nafakasını konu alan bir nafaka davası açma yoluna gidebilir. Burada önemli olan, evliliğin sona ermesini istememekle birlikte, ayrı yaşamaya zorlama getiren tehlikenin varlığıdır.
2. Ayrı Yaşama Hakkı ve Kusur Değerlendirmesi
Nafaka talebinde bulunacak eşin ayrı yaşama hakkının varlığı, mutlaka haklı bir gerekçeye dayanmalıdır. Önlem nafakası davası açabilmek için, ayrı yaşamaya neden olan olguların diğer eşin kusurlu davranışlarından kaynaklanması çoğu zaman aranır. Ancak bu bir zorunluluk değildir. Kusurlu olmayan ama zorlayıcı sebeplerle (örneğin bulaşıcı bir hastalık, ağır psikiyatrik sorunlar) ayrı yaşamak zorunda kalan eş de önlem nafakası talep edebilir.
Ayrıca, eşlerden birinin haklı bir neden olmaksızın ortak yaşamdan kaçınması, yani terk etmesi halinde de, mağdur eşin önlem nafakası talebinde bulunması mümkündür. Özellikle terk edilen ancak boşanmayı tercih etmeyen tarafın bu hakkını kullanması uygulamada oldukça yaygındır.
3. Kimler Dava Açabilir?
Önlem nafakası davası açma hakkı yalnızca eşlere tanınmıştır. Yani bu hak, üçüncü kişiler tarafından kullanılamaz ve kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak niteliğindedir. Dolayısıyla dava yalnızca evlilik birliği içinde yer alan bireyler tarafından açılabilir ve vekaletle temsil edilse dahi, bu hakka sahip kişi adına yürütülmek zorundadır.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise şudur: Ayrı yaşamaya neden olan olguların haklı bir temele dayanması şarttır. Aksi takdirde, örneğin hiçbir gerekçe göstermeksizin evden ayrılan ve ortak yaşamı keyfi olarak terk eden bir eşin önlem nafakası istemesi mümkün değildir. Hatta böyle bir durumda karşı taraf, önlem nafakası sorumluluğu altına girebilir.
4. Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?
Mahkeme, önlem nafakası miktarını belirlerken öncelikle tarafların gelir durumu, yaşam standardı, sosyal koşulları ve ihtiyaç düzeylerini dikkate alır. Bu kapsamda tarafların mali ve sosyal statüsünü ortaya koyan çeşitli delillere başvurulur. Bunlar arasında şunlar yer alır:
a) Sosyal ve Ekonomik Durum (SED) Araştırması
Mahkemece en yaygın başvurulan yöntem, SED araştırmasıdır. Bu araştırma, tarafların ikamet ettiği yerlerdeki ilgili polis merkezlerine gönderilen müzekkere yoluyla gerçekleştirilir. Kolluk kuvvetleri, taraflarla görüşme yapar ve barınma koşulları, iş durumu, yaşam standardı gibi konularda hazırladıkları raporu mahkemeye sunar. Bu rapor, hakimin kanaatini büyük ölçüde etkiler.
b) Malvarlığı ve Araç Sorgulama
Mahkeme, UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sistemi üzerinden, tarafların üzerine kayıtlı taşınmazlar, araçlar ve diğer malvarlıklarıyla ilgili sorgulamalar yapar. Bu sorgulamalar, nafaka borçlusu olan eşin ödeme gücünün belirlenmesi açısından oldukça önemlidir.
c) SGK ve Gelir Kayıtları
Tarafların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları da yine UYAP sistemi üzerinden sorgulanabilir. Bu sorgulama ile kişilerin sigortalı olarak çalışıp çalışmadığı, hangi işyerlerinde ne zaman çalıştığı ve ne kadar gelir elde ettiği tespit edilir. Bu veriler, nafaka miktarının hakkaniyete uygun olarak tayininde belirleyicidir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme: Davaya Hangi Mahkeme Bakar?
Önlem nafakası, ayrı yaşama hakkının doğduğu evliliklerde taraflardan birinin ekonomik güvenliğini sağlamak amacıyla talep edilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka talebiyle açılan davalarda görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun doğrultusunda belirlenir.
Buna göre:
- Aile Mahkemeleri, nafaka davalarında özel görevli mahkemelerdir.
- Aile mahkemesinin kurulmadığı yerlerde ise, bu sıfatla Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya bakar.
- Davanın konusu yalnızca nafaka olmayıp, ev eşyası kullanımı, konut tahsisi, mal yönetimi gibi başka tedbirleri de kapsıyorsa bu talepler de aynı mahkeme tarafından değerlendirilir.
Bu nedenle “önlem nafakası davası hangi mahkemeye açılır?” sorusunun yanıtı çoğu zaman Aile Mahkemesi şeklindedir.
Yetkili Mahkeme: Davada Hangi Yer Mahkemesi Yetkilidir?
Türk Medeni Kanunu’nun 201. maddesi, nafaka davalarında yetkili mahkemeyi düzenler. İlgili hükme göre:
- Nafaka davası, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
- Eşler ayrı yerlerde ikamet ediyorsa ve her iki eş de tedbir isteminde bulunmuşsa, ilk başvuru yapan eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olur.
Bu kapsamda, önlem nafakası talepli davalarda yetkili mahkeme, genellikle nafaka isteyen eşin ikamet ettiği yer mahkemesi olacaktır. Ancak diğer eşin yerleşim yerinde dava açılması da mümkündür. Uygulamada, davacı açısından kolaylık sağladığı için genellikle davacının yerleşim yeri mahkemesi tercih edilir.
Nafakanın Sona Erme ve Kaldırılma Koşulları
Nafaka Ne Zaman Sona Erer?
Türk Medeni Kanunu’nda önlem nafakasının süresine ilişkin belirli bir sınır öngörülmemiştir. Dolayısıyla, önlem nafakası kural olarak süresiz hükmedilir. Ancak bu nafaka, şartların devam etmesi koşuluyla sürdürülebilir.
Nafaka, aşağıdaki durumlarda otomatik olarak sona ermez:
- Boşanma davası açılması,
- Eşlerin yeniden birlikte yaşamaya başlaması,
- Nafaka alacaklısının başka bir evlilik yapması (önlem nafakası evlilik devam ettiği sürece geçerlidir, boşanma sonrası değil),
- Nafaka yükümlüsünün maddi gücünün zayıflaması.
Bu nedenle, nafakanın sona erdirilmesi için mutlaka bir kaldırma davası açılması gerekir.
Nafakanın kaldırılması Mümkün Müdür?
Evet, mahkemece hükmedilen nafaka, belirli şartların ortadan kalkması halinde kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Bu durum Medeni Kanun’un 197. maddesinin ikinci fıkrasında açıkça düzenlenmiştir.
Aşağıdaki hallerde nafakanın kaldırılması mümkündür:
- Eşlerin yeniden bir araya gelmesi, yani ayrı yaşama hakkının sona ermesi.
- Nafaka alacaklısının ekonomik olarak kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmesi.
- Nafaka yükümlüsünün ödeme gücünü kaybetmesi (iflas, işsizlik vb.)
- Nafaka talebine esas teşkil eden haklı sebebin artık ortadan kalkması (örneğin şiddet tehdidinin sona ermesi).
Nafakanın kaldırılması davasında, yükümlülüğün sona erdiğini iddia eden eş, bu durumu delillerle ispatlamalıdır.
Nafakanın Artırılması ve Değiştirilmesi
Nafaka Miktarı Artırılabilir mi?
Evet. Nafaka miktarının artık ihtiyaçları karşılamadığı hallerde, nafaka alacaklısı eş, mahkemeden nafaka artırım talebinde bulunabilir. Bu davada dikkate alınacak unsurlar:
- Paranın alım gücünün zaman içinde azalması (enflasyon etkisi),
- Alacaklı eşin ihtiyaçlarının artması (örneğin çocuk doğumu, sağlık sorunları),
- Nafaka borçlusunun gelirinin artması.
Artırım taleplerinde mahkeme yine SED raporu, malvarlığı sorguları ve gelir belgeleri gibi delillerle yeni ekonomik durumu değerlendirir.
Nafakanın Kaldırılması veya Değiştirilmesinde Yetkili Mahkeme
Önlem nafakasının kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin talepler, önlem kararını veren mahkemede değerlendirilir. Ancak zamanla tarafların ikamet adresleri değişmişse: Her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesi yetkili hale gelir.
Bu husus özellikle uzun süreli nafakalarda karşımıza çıkan bir uygulamadır.
Mahkeme, Nafaka Dışında Başka Hangi Tedbirleri Alabilir?
Medeni Kanun m.197 yalnızca nafaka ile sınırlı değildir. Hakim, ayrı yaşama durumunun haklı bulunması halinde aşağıdaki ek tedbirlere de hükmedebilir:
1. Konut ve Ev Eşyasından Yararlanma Düzeni:
Eşlerin birlikte yaşadığı aile konutunun hangisine tahsis edileceği konusunda karar verilebilir. Ayrıca ev eşyalarının kullanımına ilişkin düzenleme yapılabilir.
2. Mal Yönetimine Müdahale:
Hakim, eşlerin mallarının nasıl yönetileceğine dair sınırlamalar veya düzenlemeler getirebilir. Bu özellikle evlilik birliği içinde edinilmiş mallar açısından önem taşır. Örneğin ortak hesaptan para çekilmesine veya malvarlığının devrine yasak getirilebilir.
3. Ergin Olmayan Çocuklarla İlişki Düzeni:
Eğer eşlerin reşit olmayan çocukları varsa, hakim çocuklarla kişisel ilişkinin nasıl kurulacağına dair kararlar verebilir. Bu kapsamda çocuk teslimi, görüşme saatleri veya tedbir niteliğinde geçici velayet kararları alınabilir.
Sonuç olarak, önlem nafakası; evlilik birliği devam ederken, eşlerden birinin haklı nedenlerle ortak yaşamdan ayrılması durumunda, ekonomik ve sosyal güvenliğin korunmasına hizmet eden önemli bir hukuki müessesedir. Bu tür davalarda görevli ve yetkili mahkemelerin doğru belirlenmesi, nafaka miktarının hakkaniyete uygun şekilde tespiti ve gerekli hallerde nafakanın artırılması ya da kaldırılması taleplerinin usulüne uygun yürütülmesi, hem nafaka talep eden hem de yükümlü olan eş açısından büyük önem taşır. Hak kaybı yaşanmaması adına, nafaka sürecinin uzman bir aile hukuku avukatı eşliğinde yürütülmesi tavsiye edilir.
Avukat Sema Tamus Aktaş, Tamus Aktaş Hukuk Bürosu, Mersin Avukat ve Hukuki Danışmanlık.