Hakaret suçu nedir? Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçu ve cezası 2025

Hakaret suçu nedir? Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçu ve cezası

Hakaret suçu nedir? Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçu ve cezası. Hakaret, hukuki anlamda bir kişinin şeref ve saygınlığına yönelik saldırı niteliği taşıyan söz, davranış veya eylemlerle kişiyi küçük düşürme fiili olarak tanımlanmaktadır. Bu suç, doğrudan mağdurun yüzüne karşı işlenebileceği gibi, bazı koşulların varlığı halinde mağdurun bulunmadığı ortamlarda da gerçekleşebilir. Kanun koyucu, teknolojik gelişmeleri ve dijital iletişim araçlarını dikkate alarak, internet üzerinden yapılan yayınlar ile sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar aracılığıyla da hakaret suçunun işlenebileceğini açıkça kabul etmiştir.

Türk Ceza Kanunu (TCK), hakaret fiilinin sosyal medya mecraları ve diğer dijital iletişim kanalları vasıtasıyla işlenmesini, suçun nitelikli hali olarak düzenlemiştir. Facebook, Twitter (X), Instagram, YouTube gibi sosyal medya platformlarında başkalarını küçük düşürücü veya onur kırıcı içerikler paylaşan kişiler hakkında, TCK kapsamında öngörülen ceza, ağırlaştırılarak uygulanmaktadır. Bunun temel gerekçesi; bu mecraların, bireylerin mesajlarını, fiziki dünyada ulaşılamayacak kadar geniş bir kitleye yayma kapasitesine sahip olmasıdır. Bu nedenle, sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaret içerikli paylaşımlar, failin bu yaygın etkiyi bilerek ve isteyerek göze aldığı varsayımıyla değerlendirilir.

Hakaret suçunun kamuya açık biçimde işlenmesi durumuna ilişkin özel düzenleme ise TCK’nın 125. maddesinin 4. fıkrasında yer almaktadır. Bu hükme göre, hakaret eyleminin aleni şekilde gerçekleştirilmesi halinde, verilecek ceza altıda bir oranında artırılır. Dolayısıyla, dijital ortamda -özellikle internet ve sosyal medya aracılığıyla -halkın erişimine açık olarak yapılan hakaret fiilleri, sadece basit bir hakaret değil, nitelikli ve cezayı artıran bir suç olarak değerlendirilmektedir.

Sosyal medya platformları, bilgi alışverişi, düşünce paylaşımı ve sosyalleşme olanakları sunarak dijital iletişim çağının önemli bir parçası hâline gelmiştir. Ancak bu mecralar, bazı kişiler tarafından kötüye kullanılmakta; özellikle sahte kimliklerle oluşturulan hesaplar üzerinden gerçekleştirilen sanal zorbalık, sosyal medyanın en ciddi olumsuz sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçek dışı hesaplar kullanılarak yapılan küçük düşürücü, aşağılayıcı veya hakaret içeren paylaşımlar, hukuki açıdan Türk Ceza Kanunu’nda suç teşkil edebilecek fiiller arasında yer alabilir. Bu tür saldırılara maruz kalan bireylerin ise, yasal yollara başvurma hakkı bulunmaktadır.

1. Hakaret Suçunun Tanımı (TCK md. 125)

Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde, 125. ile 131. maddeler arasında düzenlenmiştir. Bu suç, kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici söz veya davranışlarda bulunulması ile meydana gelir.

Hakaretin oluşabilmesi için iki temel fiilden biri gerçekleşmelidir:

  • Mağdura, kişilik haklarını ihlal edecek şekilde, somut bir olay veya fiil isnat edilmesi
  • Küfür, aşağılayıcı ya da küçültücü ifadeler kullanılarak mağdurun onuruna doğrudan saldırılması

Hakaret suçu, doğrudan kişinin yüzüne karşı işlenebileceği gibi, yokluğunda ve başkalarının duyabileceği şekilde de işlenebilir. Ayrıca bu suçun sesli, yazılı veya görüntülü ileti araçları yoluyla gerçekleştirilmesi de mümkündür. Özellikle internet ortamının ve sosyal medyanın yaygınlaşması, bu suçun dijital mecralar üzerinden işlenmesini oldukça kolaylaştırmıştır.

1.1. Sosyal Medyada Hangi Sözler Hakaret Suçu Sayılır?

İnternet üzerinden yapılan hakaret içerikli eylemlerin belirli bir kelime listesiyle sınırlandırılması hukuken mümkün değildir. Ancak uygulamada, bireyin şeref, haysiyet ve sosyal saygınlığını hedef alan, rencide edici ifadeler bu suç kapsamına girmektedir.

En sık rastlanan örnekler arasında sosyal medyada bir kullanıcıya yönelik olarak kullanılan “aptal”, “gerizekalı”, “şerefsiz” gibi küçültücü ve aşağılayıcı ifadeler sayılabilir. Bunun yanı sıra, kişinin fiziksel görünümüne, yaşam tarzına ya da özel niteliklerine yönelik hakaret içeren yorumlar da suçun konusunu oluşturabilir. Özellikle bir bireyin gerçek özelliklerini kasıtlı olarak olumsuz biçimde vurgulamak suretiyle onu küçük düşürmeye çalışmak da hakaret olarak değerlendirilebilir.

Örneğin, bir kullanıcının paylaştığı fotoğrafa “iğrenç görünüyorsun” şeklinde bir yorum yapılması, mağdurun fiziksel bütünlüğüne yönelik saygısız bir saldırı sayılabilir. Eğer bu ifade, kişiyi kamuoyu önünde itibarsızlaştırma kastıyla yapılmışsa, hakaret suçunun unsurları oluşmuş kabul edilir.

Diğer yandan, tanınmış kişilere (örneğin sanatçılara, siyasilere ya da sporculara) yönelik eleştiriler, demokratik toplum düzeni gereği ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Ancak bu eleştiriler, ölçüyü aşarak küfür, hakaret veya aşağılamaya dönüşürse, artık suç niteliği kazanır.

1.2. Hakaret ve tehdit suçu ayrımı

Dijital ortamda gerçekleştirilen bazı saldırı içerikli ifadeler, uygulamada zaman zaman hakaret suçu mu yoksa tehdit suçu mu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususunda karışıklığa yol açabilmektedir. Oysa bu iki suç tipi, unsurları, hukuki nitelikleri ve doğurdukları sonuçlar bakımından birbirinden tamamen farklıdır ve bu fark, özellikle ceza hukuku uygulamaları açısından önem taşır.

Tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suça konu olan fiil, bir kimseye, haksız bir zarara veya kötülüğe uğrayacağı yönünde bildirimde bulunulmasıyla meydana gelir. Yani fail, mağduru gelecekte başına gelebilecek olumsuz bir durumla korkutmak ve yıldırmak amacı güder. Tehdit suçunun oluşması için bu bildirimin mağdur üzerinde gerçek bir endişe uyandıracak mahiyette olması gerekir.

Buna karşılık, hakaret suçunda amaç zarar verme tehdidi değil, doğrudan mağdurun kişilik değerlerine – yani şeref, onur ve saygınlığına – saldırıdır. Hakaret, kötü niyetli söylemlerle bireyin toplum nezdindeki itibarını zedelemeyi hedeflerken; tehdit, bireyin güvenlik duygusuna yönelik doğrudan bir saldırıdır.

1.3. Eleştiri Hakkı, Düşünce Özgürlüğü ve Sınırlar

Öte yandan, her sosyal medya paylaşımı ceza hukukunun konusu hâline gelmez. Dilekçe hakkı, basın özgürlüğü, savunma ve iddia dokunulmazlığı gibi anayasal güvenceler kapsamında yapılan bazı açıklama ve beyanların, her ne kadar sert ve eleştirel bir dil içerse de, hakaret suçu kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Yargı mercileri, bireyin ifade özgürlüğü ile başkasının kişilik hakları arasındaki dengeyi gözeterek yorum yapmaktadır.

Bu nedenle, bir sosyal medya paylaşımının hakaret suçu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilirken; paylaşımın amacı, içeriği, bağlamı ve kamu yararı gibi unsurlar da dikkate alınmalıdır.

1.4. Hakaret sayılmayan kelimeler

Aslında hakaret sayılmayan kelimelere ilişkin genel ve soyut bir tanım yapmak imkansızdır. Aynı şekilde hangi kelimelerin tek tek hakaret sayılmadığını belirtmek de hukuki olarak doğru değildir. Bir kelimenin ceza yargısı anlamında hakaret sayılıp sayılmayacağı çoğunlukla Yargıtay kararları kapsamında şekillenmiştir. Yargıtay ise kelimenin hakaret niteliğini ölçerken; kelimenin söylendiği ortam, kelimenin bağlamı, karşı tarafın ve sanığın şahsi özellikleri gibi bir çok unsuru değerlendirmektedir. Dolayısı ile Yargıtay tarafından verilen bir kararda; belirli bir kelimenin hakaret niteliği taşımadığına karar verilse dahi; başka bir somut yargı faaliyetinde o kelimenin hakaret niteliği taşıdığına hükmedilebilir. Kaldı ki Yargıtay kararları yerel mahkemeler için bağlayıcı değildir.

Anlatılan karşısında “Yargıtay o kelimenin hakaret olmadığına hükmetti” şeklinde haberlerin ve sair yazıların hukuki kesinlik taşımadığını belirtmek gerekmektedir.

2. Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçunun İspatı

Günümüzde Twitter (X), Instagram, Facebook gibi sosyal medya platformları üzerinden gerçekleştirilen hakaret içerikli yorumlar veya paylaşımlar, çoğu zaman dijital izler sayesinde tespit edilebilmektedir. Bu tür eylemler söz konusu olduğunda, genellikle faile ait IP (Internet Protocol) adresi üzerinden kişinin fiziksel adresine ulaşmak mümkün hale gelir. Ancak bu noktada önemli bir engel söz konusudur: Sosyal medya platformlarının bağlı olduğu şirketler, kişisel verilerin korunmasına ilişkin sıkı gizlilik politikaları gereği, kullanıcılarına ait IP bilgilerini adli mercilerle paylaşma konusunda oldukça katı davranmaktadır.

Bu durum, özellikle failin sahte bir hesap üzerinden paylaşım yaptığı vakalarda süreci zorlaştırmakta; savcılık ve emniyet birimleri, farklı yollarla kimlik tespiti yapmaya çalışmaktadır. Uygulamada mağdurlar sıklıkla, söz konusu paylaşımı yapan kişi hakkında duydukları şüpheye dayalı bilgileri şikayet dilekçelerine ekleyerek sürecin dar bir çerçevede yoğunlaşmasını sağlarlar. Nitekim soruşturmayı yürüten makamlar, bu tür bilgileri dikkate alarak teknik araştırmalar yapar, delil toplar ve bu sayede failin kimliğine ulaşabilir.

3. Sosyal medyada tarafıma hakaret edildi, ne yapmalıyım?

Bir sosyal medya platformunda onur kırıcı, aşağılayıcı ya da rencide edici bir paylaşımla karşılaşıldığında, atılması gereken ilk adım, delillerin korunmasıdır. Hakaret içerikli paylaşımın ekran görüntüsü alınmalı ve mümkünse paylaşımın bağlantı (URL) adresi not edilmelidir. Bu kayıt, soruşturma sürecinde hukuki delil niteliği taşıyacağından büyük önem arz eder.

İkinci olarak, ilgili sosyal medya platformu üzerinden söz konusu içerik ya da kullanıcı hesabı, şikayet sistemleri kullanılarak bildirilmelidir. Eğer paylaşım sahte bir hesap üzerinden yapılmışsa, çoğu platform bu tür şikâyetleri öncelikli değerlendirir ve içerik ihlali tespit edilirse hesabı uyarabilir, dondurabilir veya tamamen kapatabilir.

Ardından, bu fiilin kişilik haklarına açık bir saldırı teşkil etmesi nedeniyle, mağdur kişinin Cumhuriyet Başsavcılığına ya da kolluk birimlerine başvurarak şikayetçi olması gerekir. Uygulamada şikayet dilekçesine, hakaret içeren içeriğin ekran görüntüsü, bağlantı linki ve fail hakkında bilinen tüm bilgiler eklenmektedir.

Twitter, Instagram ve Facebook gibi platformların Türkiye’de resmi temsilcilikleri bulunmadığı için, soruşturma makamları doğrudan bu platformlardan IP bilgisi elde edemez. Bu nedenle savcılık, söz konusu IP adresinin tespiti amacıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) aracılığıyla işlem yürütür. IP adresi ve diğer dijital deliller üzerinden failin kimliği belirlenebilirse, şüphelinin ifadesi alınır ve deliller doğrultusunda hakaret suçunun oluştuğu kanaatine varılırsa savcılık tarafından iddianame hazırlanarak ceza davası açılır.

Ancak toplanan deliller suçun işlendiğini ortaya koyacak yeterlilikte değilse veya fail tespit edilemiyorsa, savcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. Uygulamada bu karar, halk arasında “takipsizlik kararı” olarak anılmaktadır.

Özellikle Twitter ve Instagram gibi platformların Türkiye’de yasal temsilciliklerinin bulunmaması, sahte hesap sahiplerinin tespitini ciddi biçimde güçleştirmektedir. Bu nedenle, şikayet dilekçesinde, failin kimliğinin belirlenmesine katkı sağlayabilecek her türlü bilgiye –örneğin telefon numarası, kullanıcı adı geçmişi, profil detayları, varsa ortak tanıklıklar veya önceki benzer eylemler– yer verilmesi büyük önem taşır. Ayrıca delil niteliği taşıyan her materyal dilekçeye mutlaka ek olarak sunulmalıdır.

Son olarak, soruşturmanın tamamlanma süreci; dosyanın kapsamı, delillerin karmaşıklığı ve savcılık makamının iş yüküne bağlı olarak en az 6 ay sürebilir, bazı durumlarda bu süre çok daha fazla uzayabilir.

4. Hakaret Suçunda Zamanaşımı

Türk Ceza Kanunu’na göre, hakaret suçunda cezai zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar ve bu sürenin dolmasıyla birlikte artık soruşturma ve kovuşturma yürütülemez, yani suç zamanaşımına uğramış sayılır.

Bununla birlikte, hakaret suçu aynı zamanda şikayete tabi suçlar kapsamında yer aldığından, mağdurun, failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanması zorunludur. Eğer mağdur bu süre zarfında şikayet hakkını kullanmazsa, bir daha bu suç nedeniyle cezai takibat başlatılamaz.

5. Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçunda Şikayet Süreci

Hakaret suçu, takibi mağdurun şikayetine bağlı suçlar arasında yer alır. Bu nedenle Cumhuriyet savcılığı, suça konu paylaşımı re’sen (kendiliğinden) tespit etmiş olsa bile, mağdur tarafından resmi bir şikayet yapılmadığı sürece soruşturma başlatamaz.

Mağdurun, hakaret içerikli paylaşımı ya da yorumu fark ettiği andan itibaren 6 ay içerisinde şikayet dilekçesiyle başvuru yapması gerekir. Bu süre dolduktan sonra yapılacak şikayetler, süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilir.

5.1. Hakaret Suçunda Şikayetten Vazgeçme Hakkı

Mağdur, hakaret nedeniyle başlattığı şikayet sürecinden daha sonra vazgeçme hakkına sahiptir. Bu vazgeçme hem soruşturma aşamasında (yani dava açılmadan önce), hem de kovuşturma aşamasında (dava açıldıktan sonra) yapılabilir.

Ancak kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi durumunda, bu vazgeçmenin sonuç doğurabilmesi için sanığın da bunu kabul etmesi gerekir. Sanık, suçsuz olduğunu düşündüğü takdirde, şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyip yargılamanın devamını talep edebilir ve beraat kararı almak isteyebilir. Bu durumda, yargılamaya devam edilir ve mahkeme kararıyla neticeye varılır.

Şikayetten vazgeçme bir defaya mahsustur. Mağdur, vazgeçtikten sonra tekrar şikayet hakkını kullanamaz, yani hukuki deyimle “şikayetten vazgeçmeden vazgeçilemez”.

6. Hakaret Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Türkiye’de internet yoluyla hakaret suçlarına ilişkin ceza davalarına Asliye Ceza Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Bu tür davalarda, suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili mahkemedir.

Bununla birlikte uygulamada, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile hakaret suçlarının karıştırılması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Zira 5651 sayılı kanunun 9. maddesi uyarınca, internet yayınlarına ilişkin erişimin engellenmesi gibi kararlar Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından verilmektedir. Ancak bu kanun yalnızca katalog suçlar için uygulanabilir ve hakaret suçu bu katalogda yer almamaktadır.

Dolayısıyla, internet ortamında işlenen bir hakaret eyleminde Sulh Ceza Hakimliği’nin ceza davası bakımından görevli olması mümkün değildir. Hakaret suçları bakımından yargılamayı yapacak mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi olup, erişim engelleme gibi tedbir talepleri ayrıca Sulh Ceza Hakimliği’ne yöneltilmelidir.

7. İnternetten Hakarete Uğrayan Mağdurun Tazminat Hakkı

İnternet üzerinden hakarete uğrayan kişi yalnızca ceza davası açma hakkına sahip değildir. Aynı zamanda, yaşadığı manevi zarar ve somut olarak ispat edilebilecek maddi zararlar için tazminat davası açabilir. Bu davalar, ceza yargılamasından bağımsız olarak hukuk mahkemelerinde yürütülür ve zarar miktarına göre Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

8. İnternet Yoluyla Hakaret Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Süreci

8.1. Soruşturma Aşaması

Daha önce belirtildiği üzere, internet ortamında işlenen hakaret suçu, şikayete bağlı suçlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, mağdur kişinin ceza yargılamasının başlatılmasını istemesi halinde, öncelikle yetkili makamlara suç duyurusunda bulunması zorunludur. Bu başvuru gerçekleştirilmedikçe Cumhuriyet savcısı re’sen harekete geçemez.

Ceza muhakemesi hukukunda soruşturma aşaması, şikayet dilekçesi ile birlikte başlar ve bu süreci yürütmekle görevli makam Cumhuriyet savcılığıdır. Savcı, olayın aydınlatılması amacıyla şikayet veya ihbar üzerine delil toplar, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe olup olmadığını araştırır ve şüpheli hakkında kamu davası açılıp açılmayacağına karar verir. Bu süreçte özellikle;

Hakaret içerikli paylaşımın varlığı,

  • İçeriğin suç unsuru taşıyıp taşımadığı,
  • Paylaşımı gerçekleştiren kişinin kimliği,
  • Delillerin tespit ve muhafazası,

gibi unsurlar detaylı şekilde incelenir.

İnternet üzerinden işlenen hakaret suçlarında soruşturma aşamasının en zorlu kısmı, suça konu içeriklerin hızla silinebilmesi riskidir. Dijital ortamda paylaşılan içerikler, tek bir hamleyle ortadan kaldırılabilir. Bu da delillerin elde edilemeden yok olmasına ve soruşturmanın etkisizleşmesine yol açabilir.

Bu nedenle, şikayet süreciyle eş zamanlı olarak delillerin ivedilikle toplanması hayati öneme sahiptir. Sadece suç duyurusunda bulunmak yeterli olmayıp; şikayetçinin aynı zamanda, mevcut içeriklerin korunması, ekran görüntülerinin alınması, paylaşım linklerinin sunulması ve IP adreslerinin tespiti için ilgili makamlara açık ve zamanında başvurular yapması önerilir. Mağdurun, süreci yakından takip etmesi, gecikmeleri önlemesi ve delillerin kaybolmasını engellemesi soruşturmanın başarısı açısından belirleyicidir.

8.2. Kovuşturma (Yargılama) Aşaması

Cumhuriyet savcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiğinde, ceza yargılamasında kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Bu aşama, artık olayın bir ceza davası halini aldığı ve mahkemede duruşmalı yargılamanın başladığı süreci ifade eder.

  • Kovuşturma aşamasında, yargılamayı yürüten hakim;
  • Soruşturma aşamasında toplanan delilleri değerlendirir,
  • Tanıkları dinleyebilir, bilirkişi raporu alabilir,
  • Gerekli gördüğü takdirde re’sen delil toplanmasına karar verebilir.

Tüm delil ve beyanların incelenmesinin ardından, sanığın hakaret suçunu işleyip işlemediği hususunda hüküm verilir. Eğer sanığın suçlu olduğu kanaatine varılırsa, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilir. Aksi halde sanık beraat eder.

9. Sonuç

Günümüzde dijital iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, bireyler arası etkileşim alanı genişlemiş, ancak bu durum beraberinde yeni türden hak ihlallerini de getirmiştir. Özellikle sosyal medya platformları üzerinden yapılan hakaret içerikli paylaşımlar, bireylerin kişilik haklarını ihlal eden ve ceza hukuku bakımından yaptırıma bağlanan eylemler arasına girmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi kapsamında değerlendirilen internet yoluyla veya sosyal medya üzerinden hakaret suçu, aleni şekilde işlendiğinde nitelikli hâl olarak kabul edilmekte ve cezai sorumluluğu ağırlaştırılmaktadır. Hakaret suçunun oluşabilmesi için mağdurun onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici söz, fiil veya ima içeren paylaşımların varlığı gerekir. Ancak bu tür eylemlerin sosyal medya gibi kolay silinebilen ve sahte hesaplarla gerçekleştirilebilen ortamlarda işlenmesi, delillerin hızlı ve etkili şekilde toplanmasını zorunlu kılmaktadır.

Hakaret içerikli paylaşım veya yorumlarla karşılaşan mağdurların, delil niteliği taşıyan ekran görüntüleri ve bağlantı bilgilerini muhafaza ederek en kısa sürede Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk kuvvetlerine şikayette bulunmaları büyük önem taşır. Aksi takdirde hem 6 aylık şikayet süresi hem de silinme riski nedeniyle etkin bir soruşturma yürütülemeyebilir. Süreçte toplanan deliller ışığında, şüpheli hakkında kamu davası açılabilir ve Asliye Ceza Mahkemesi’nde kovuşturma yapılabilir.

Bununla birlikte, mağdurun sadece ceza davası yoluna değil, manevi tazminat talebiyle hukuk davası açma hakkına da sahip olduğu unutulmamalıdır. Böylece mağdur hem cezai yaptırım uygulanmasını sağlayabilir hem de kişilik haklarına yönelmiş saldırının hukuk önünde karşılığını arayabilir.

Sonuç olarak; internet ortamında yapılan hakaret içerikli paylaşımlar, fiziki ortamdaki hakaret suçları kadar ciddi sonuçlar doğurmakta ve mağdurlar açısından telafisi güç zararlar ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle dijital platformlarda ifade özgürlüğünün sınırları gözetilmeli, kişilik haklarını zedeleyici eylemlere karşı hukuki bilinç artırılmalı ve mağduriyet halinde yasal yollara başvurmaktan çekinilmemelidir.

10. Sıkça sorulan sorular

İnternet yoluyla hakaret suçu nedir?

İnternet yoluyla hakaret suçu, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek söz, yorum veya paylaşımların sosyal medya, internet siteleri, forumlar gibi dijital platformlar üzerinden yapılmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi kapsamında suç teşkil eder ve nitelikli hali nedeniyle cezası artırımlı uygulanabilir.

Hangi ifadeler internet üzerinden hakaret sayılır?

Bir kişinin toplum içindeki itibarını zedeleyen, kişiliğini küçülten, aşağılayan ifadeler hakaret suçunu oluşturabilir. Örneğin; “salak”, “aptal”, “şerefsiz” gibi küfür veya hakaret içeren sözlerin yanı sıra, fiziksel görünümle alay eden ya da özel durumları alenen aşağılama amacı taşıyan yorumlar da bu kapsamdadır.

Sosyal medyada yapılan hakaretlerde IP adresiyle fail bulunabilir mi?

Evet. Suça konu paylaşımı yapan kişinin IP adresi üzerinden kimliği tespit edilebilir. Ancak sosyal medya platformlarının kişisel veri politikaları nedeniyle IP bilgileri doğrudan verilmez. Bu sebeple savcılık, BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) üzerinden teknik araştırma yaparak IP adresini ve kullanıcıyı tespit etmeye çalışır.

Hakaret içerikli paylaşım silinirse suç düşer mi?

Hayır. Suça konu paylaşım sonradan silinse bile delil niteliğinde ekran görüntüsü, URL ve şikayet zamanlaması gibi unsurlar sayesinde soruşturma devam edebilir. Ancak delillerin zamanında toplanmaması halinde soruşturma sekteye uğrayabilir. Bu nedenle paylaşımın ekran görüntüsünü almak büyük önem taşır.

İnternet yoluyla hakaret suçunda şikayet süresi nedir?

Mağdur, hakaret içerikli paylaşımı veya faili öğrendiği andan itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Bu sürenin geçmesi halinde şikayet hakkı düşer. Ancak genel ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani fail daha sonra öğrenilirse, 8 yıl içinde olmak kaydıyla şikayet yapılabilir.

Hakaret suçu şikayete bağlı mıdır?

Evet. Hakaret suçu takibi şikayete bağlıdır. Savcılık, mağdur kişinin şikayeti olmadan kendiliğinden (re’sen) soruşturma başlatamaz.

Şikayetten vazgeçersem tekrar şikayet edebilir miyim?

Hayır. Şikayetten vazgeçildikten sonra tekrar şikayette bulunulamaz. Hukuken “şikayetten vazgeçmeden vazgeçilemez” ilkesi geçerlidir. Bu nedenle şikayet hakkı dikkatle ve bilinçli biçimde kullanılmalıdır.

İnternet üzerinden hakarete uğrayan kişi tazminat davası açabilir mi?

Evet. Hakaret içeren paylaşım nedeniyle kişilik hakları zedelenen mağdur, ceza davasının yanı sıra manevi tazminat davası da açabilir. Eğer somut bir maddi zarar doğmuşsa ayrıca maddi tazminat da talep edilebilir.

İnternet üzerinden hakaret suçuna hangi mahkeme bakar?

Bu tür davalara Asliye Ceza Mahkemeleri bakar. Erişim engelleme gibi teknik tedbir talepleri ise Sulh Ceza Hakimliği tarafından değerlendirilir. Ancak asıl ceza yargılaması Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılır.

Şikayet dilekçesi nereye verilir?

Mağdur kişi, bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya en yakın karakola başvurarak şikayet dilekçesi sunabilir. Dilekçeye ekran görüntüleri, URL adresi, tarih, saat, kullanıcı adı gibi tüm deliller eklenmelidir.

İnternet yoluyla hakaret suçları karmaşık hukuki süreçler içerir ve zamanında müdahale gerektirir. Haklarınızı etkin şekilde koruyabilmek için profesyonel hukuki destek almak önemlidir.

Hakaret içerikli paylaşımlar karşısında haklarınızın korunması ve sürecin doğru yönetilmesi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Avukat Sema Tamus Aktaş, Tamus Aktaş Hukuk Bürosu

Mersin Avukat ve Hukuki Danışmanlık