Acele Kamulaştırma Nedir?
Kamulaştırma kurumu, bireyin taşınmazı üzerindeki mülkiyet hakkına doğrudan müdahaleye imkân tanıyan istisnai bir kamu hukuku işlemidir. Bu işlem, belirli usul ve şekil şartlarına bağlı olarak yürütülmekte ve çoğu zaman uzun sürebilecek bir süreç içerisinde tamamlanabilmektedir. Ancak mevzuat, kamu yararının ivedilikle gerçekleştirilmesinin zorunlu olduğu istisnai durumlarda, bazı işlemlerin sonradan tamamlanması kaydıyla taşınmazlara acele kamulaştırma yoluyla el konulmasına izin vermektedir.
Acele Kamulaştırmanın Uygulanabileceği Haller
Acele kamulaştırma, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi kapsamında belirli koşullar altında mümkündür. Bu olağanüstü haller şunlardır:
- 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulama alanına giren, ülke savunmasını ilgilendiren haller,
- Bakanlar Kurulu (günümüzde Cumhurbaşkanı) tarafından acele kamulaştırma gerekliliğinin tespit edildiği durumlar,
- Özel kanunlarda açıkça acele kamulaştırma yapılabileceğinin düzenlendiği durumlar.
Bu olağanüstü şartların oluştuğuna ilişkin değerlendirme idari takdir yetkisine tabi olmakla birlikte, bu takdirin hukuka uygun olup olmadığı yargı denetimine açıktır.
Acele Kamulaştırma Süreci ve Uygulama Usulleri
Acele kamulaştırma, klasik kamulaştırmadan farklı olarak, yalnızca kıymet takdiri yapılmak suretiyle başlatılan ve diğer idari işlemleri daha sonra tamamlanacak şekilde yürütülen bir süreçtir. Bu uygulamada, idare kamu yararı adına taşınmaza hızlıca el koyabilir; ancak diğer işlemler makul sürede tamamlanmalıdır.
Acele kamulaştırma kararının ardından idare, öncelikle taşınmaz maliki ile uzlaşma yoluna gitmeyi deneyecektir. Tarafların uzlaşması durumunda, belirlenen bedelin ödenmesi ile birlikte kamulaştırma kesinlik kazanır. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde ise idarenin, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapuya tescili amacıyla dava açması gerekir.
Acele Kamulaştırma Kararının Sonuçları ve Süreçteki Riskler
Acele kamulaştırma kararı verildiğinde, idare kamu yararını gerçekleştirdiği düşüncesiyle zaman zaman kıymet takdiri dışında kalan işlemleri geciktirebilmektedir. Ancak Yargıtay içtihatları doğrultusunda, idarenin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için dava açma süresi 6 ay ile sınırlıdır. Bu sürede dava açılmaması durumunda, taşınmaza kamulaştırmasız el atma gerçekleşmiş olur.
Bu tür bir durumda malik, idare aleyhine taşınmazının bedelinin tespiti talebiyle dava açabilir. Yargıtay, bu süre sınırlamasının yalnızca idare için değil, taşınmaz maliki için de geçerli olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla malik de 6 ay içinde dava açmalıdır.
Acele Kamulaştırma Bedelinin Hukuki Statüsü
2942 sayılı Kanun’un 27. maddesine göre acele kamulaştırma süreci, taşınmazın mülkiyetinin devri sonucunu doğurmaz. Mahkeme tarafından yapılan işlem, yalnızca taşınmazın bedelinin tespiti ile sınırlıdır. Tespit edilen bu bedel, idare tarafından mahkemenin belirleyeceği bankaya, malikin adına açılacak hesapta depo edilmelidir. Bu ödeme, mülkiyet devrini sağlamaz; sadece taşınmaza el konulmasına imkân verir.
El Koyma Kararı ve Uygulama Şekli
İdare, tespit edilen bedeli bankaya yatırıp dekontu mahkemeye sunduktan sonra, mahkeme, acele kamulaştırma kararının hukuka uygun şekilde alınıp alınmadığını denetler. Şartların sağlanmış olduğu anlaşılırsa, taşınmaz hakkında el koyma kararı verilir ve tapu kaydına el koyma şerhi işlenir.
Bu aşamadan sonra idarenin, kamulaştırma sürecinin kalan işlemlerini gerçekleştirmeme gibi bir hakkı yoktur. Ancak bazı durumlarda maliklere süreç resmi olarak tebliğ edilmemekte, malikler durumu başka yollarla öğrenmektedir. Böyle durumlarda malik, ilgili yasal sürelere riayet etmek kaydıyla kamulaştırma işlemi ve bedele karşı dava açabilir.
Tapuda Ferağ Verilmesi Süreci
El koyma kararının tebliğini takiben taşınmaz maliki, bankaya yatırılan bedeli alarak tapuda feragatte bulunursa, kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olur. Malik tarafından ferağ verilmezse, idare yukarıda açıklanan şekilde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açmalıdır.
El Koyma Kararı ile Taşınmaz Boşaltılabilir mi?
Acele el koyma kararına dayanarak, taşınmazın boşaltılması talep edilemez. Bu aşamada yalnızca idare tarafından kamu hizmeti açısından gerekli işlemler yapılabilir. Zira henüz tapuda mülkiyet devri gerçekleşmemiştir. Boşaltma için ayrıca yasal süreçlerin tamamlanması gereklidir.
El Koyma Kararına ve Bedeline İtiraz Mümkün mü?
Acele kamulaştırmada, kıymet takdir komisyonunun belirlediği bedel nihai değildir. Bu bedel yalnızca delil tespiti niteliğinde olup, kesin hüküm sayılmaz. Bu nedenle, belirlenen bedele ve el koyma kararına karşı ayrıca dava açılamaz, temyiz edilemez. Ancak süreç tamamlandıktan sonra kamulaştırma bedelinin artırılması talebiyle ayrı bir dava açılabilir. Kamulaştırma süreci, idari ve hukuki olarak karmaşık usuller içermektedir. Bu nedenle kamulaştırma avukatı ile görüşmek ve hukuki yardım almak hak ihlali yaşamanızın önüne geçebilir.
Acele El Koyma Kararından Sonra İki Farklı Yol
El koyma kararının malike tebliğinden sonra malik iki farklı yol izleyebilir:
- Yatırılan bedeli kabul ederek taşınmazdan tapuda feragat etmek: Bu durumda kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olur.
- Bedelin yetersiz olduğunu düşünerek uzlaşmamak: Bu durumda idare, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için dava açmalıdır.
İdarenin Süreyi Aşması ve Kamulaştırmasız El Atma Durumu
İdarenin 6 aylık sürede tescil davası açmaması durumunda, kamulaştırmasız el atma olgusu doğar. Bu durumda malik, idareye karşı bedel tespiti ya da kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açabilir. Bu süreçte mülkiyet hakkının korunması amacıyla çeşitli hukuki yollar mevcuttur.
Ayrıca, bazı durumlarda malikler, kamulaştırma kararının iptali için idari yargıya, taşınmazın iadesi için ise geri alma davası gibi hukuki yollara başvurabilirler.
Acele kamulaştırma, uzlaşma davetiyesi ve dava süreçleri hakkında detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Avukat Sema Tamus Aktaş
Tamus Aktaş Hukuk Bürosu
Mersin Avukat ve Hukuki Danışmanlık.